PsikeArt, Temmuz Ağustos (40) 2015 (tercih), sa. 10-15
GİRİŞ
Birini seçmesi için Bektaşi’ye iki şarap getirirler. Baba Erenler ilkini tattıktan sonra yüzünü buruşturarak “Öteki daha iyi” der. Çevresindekiler “Daha onu tatmadın ki, nerden biliyorsun?” diye sorunca, “Bundan daha kötü olamaz” yanıtını verir.
Bu fıkra beynimizin nasıl seçim yaptığına dair kehanet kabilinden bilgiler içermekte olduğundan, taşıdığı hikmeti yeterli görüp yazı burada kesilebilirdi, fakat biraz daha ayrıntıya girmekte yarar olabilir. Sahiden de, diyelim bir yiyeceği, bir içeceği, bir eşyayı, bir kişiyi, vs. diğeriyle kıyaslarken nasıl bir ölçüt kullanıyor olabiliriz? Öte yandan, bu seçimleri yaparken kararlarımızı kendimize bakarak mı, yoksa başkalarını dikkate alarak mı yaparız? Bu ve buna benzer birçok soruya yanıt vermek için, karar verme süreçleriyle ilgili bilgileri kısaca hatırlamakta yarar olabilir. Son zamanlara kadar bu sorunun yanıtını bulma çabaları, bilişsel bilimde bazı gelişmelere yol açmıştı, ancak, konuya bilgisayar mantığıyla yaklaşılması sürecin önemli sonuçlara ulaşmadan tıkanmasına yol açtı. En iyi örnek, yapay zeka çalışmalarıdır: İnsandan daha zeki bir bilgisayar yapma düşüncesi dünya satranç şampiyonunu yenen gelişkin bilgisayar programları üretilmesine olanak vermiştir, ama bu bilgisayarlar, hâlâ gündelik hayatla ilgili kararlar verebilecek yetenekten çok uzaktır. Bilinen fıkradır; bu bilgisayarlar hâlâ “Ne var ne yok?” sorusuna devrelerini yakarak yanıt vermektedirler.
