//
Sinirbilim

Ziben (Zihin+Beyin+Beden)

PsikeArt, Temmuz Ağustos (52), 2017, (ruh ve beden), sa. 6-11

Ruhsal-olan ile bedensel-olanın kesiştiği alanlardan bir örnekle başlayayım: “Bedensel” olduğu kadar, “ruhsal” da olan, acı çekme fenomeniyle… Bir yerimiz yaralandığında hissettiğimiz (fiziksel) acı ile, birlikte olmak istediğimiz kişi ya da grup tarafından reddedildiğimizde hissettiğimiz (toplumsal) acı arasında köken ve işleyiş açısından pek az fark vardır. İkisi de bizi hayatta tutmak için evrimleşmişlerdir ve neredeyse aynı beyin yolları tarafından iletildikleri aynı merkezler tarafından değerlendirilirler. Yaralanmanın doğurduğu fiziksel acı nasıl bedensel bütünlüğümüzün yok olmasına yönelik bir tehlikenin habercisiyse, dışlanmanın neden olduğu toplumsal acı da ruhsal bütünlüğümüzün yok olmasına yönelik tehlikenin habercisi olarak işlev görmektedir. Daha ilginci, acı çeken birini gören “öteki”nde de acının hemen hemen benzer süreçlerden geçerek yaşanıyor olmasıdır. O halde, acı, insan bireyinin bedensel, ruhsal ve toplumsal bir varlık olduğunu gösteren en iyi örneklerden biridir. Ya korku? Endişe? Sevinç? Duygularımızın tümü için benzer sözler edebilir, yani, hem bedenden, hem de insan ilişkilerinden kaynaklanabileceklerini, dahası, hem fiziksel hem de toplumsal durumumuz hakkında “bize” bilgi verdiklerini söyleyebiliriz. İster acı, korku, endişe, öfke gibi “eksi”, isterse sevinç, neşe, merak gibi “artı” duygular olsun, tüm duygularımızın “ruhumuzun” önemli bir parçası olduğunu biliyoruz? Peki, düşüncelerimiz? İnançlarımız? Onlar da aynı şekilde… ruhu nasıl tanımlarsak tanımlayalım, kendisini duygular, düşünceler, inançlar şeklinde gösterdiğini söylemek çok yanlış olmayacaktır. Bu durumda, ruh ve beden üzerine düşünürken akla gelebilecek sorulardan biri, belki de ilki şudur: Ruhsal dediğimiz şeylerin, bedenle ilişkisi nedir? Ya da tersi…

ruh ve beden

Eğer ruhsal işlevler bedenin/beynin çalışmasının sonucu ise, beyin, nasıl oluyor da duygular, düşünceler, inançlar, vs. gibi “ruhsal ürün”lere neden olabiliyor ya da onları ortaya çıkarabiliyor? Ya da tersi… Bildiğimiz tarihin başından beri ruhun bedenden, dolayısıyla beyinden bağımsız çalıştığını düşünenler çoğunlukta olmuştur, sayıları giderek azalsa da, hala böyle düşünenler vardır, fakat bu yazıda ruhsallığın beyinden kaynaklandığını varsayacak; bedenin öncelikli, ruhun üstün olduğunu unutmadan, aralarındaki ilişki üzerinde durulacaktır.

Devamını oku: Sinirbilim

Tartışma

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum bırakın

İletişim

444 7000
Salı: 09:00-18:00
Perşembe: 09:00-18:00

Kategoriler

Blogdaki Yazıların ve Görsellerin Yasal Kullanımı Hakkında

© Hakan Atalay ve hakanatalay.wordpress.com. 2011-2019.

Bu malzemenin bir açıklamada bulunmadan ve yazardan yazılı izin almadan yetkisizce kullanılması ve/veya çoğaltılması yasaktır. Özgün içeriğe uygun ve özgül bir yönlendirme yapılması, [Hakan Atalay]ın ve [hakanatalay.wordpres.com]un tam ve açık kaynak gösterilmesi hallerinde alıntılar ve bağlantılar kullanılabilir.

Akbank Sanat'ta Yapay Zeka ve Aşk üzerine panel.
FB TV'de Depresyon üzerine söyleşi.
Follow Hakan Atalay on WordPress.com