Klasikleri okumadan da okunabilecek bir kitap:)) Zaten Calvino, klasiklerin “okunmasından” değil, “yeniden okunmasından” söz ediyor. Ve bu, klasiklere “klasik” adını vermemize neden olacak özelliklerin başında geliyor. Fatih’in (Altınöz) bir kitabı geliyor aklıma: “Okumadan Kitap Eleştirileri”. Elbette Calvino’nunki öyle değil, geniş -ve bu nedenle ürkütücü- bir birikimin ürünleri: Homeros’un Odysseia’sından başlayarak, Ksenophon’un Anabasis’inden, Ovidius’a, Nizami’ye, Cervantes’e…Cirano De Bergerac’ı, De Foe’yu, Voltaire’i, Diderot’yu es geçmeden Stendhal’e, Balzac’a, Dickens’a…Tolstoy, Twain, James, Stevenson, Conrad’a, ve elbette Borges’e… kadar 37 yazı. Keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi.
Bir örnek vermek gerekirse; Eugenio Montale’yi ondan öğrendim. Onunla ilgili incelemesi; şiir, hayat, felsefe, algı, vb. vb. üzerine kaçırılmayacak bir ziyafetti benim için. Montale’yi tanıttığı giriş şiiri şöyle:
Belki bir sabah giderken cam gibi bir havada,
kupkuru, dönüp göreceğim gerçekleştiğini mucizenin.
Ardımda hiçlik, boşluk arkamda,
bir sarhoş korkusuyla.
Sonra bir perdedeki gibi, yerleşecek yerine birden
ağaçlar, evler, tepeler, bildik aldanmayla.
Ama çok geç olacak; ve ben, suskun, gideceğim
dönüp bakmayan insanlar arasında, sırrımla.
Üstüne söylenecek bir şey yok, diyeceğim ama, Calvino söylemiş.
* Italo Calvino. Klasikleri Niçin Okumalı? Çeviren: Kemal Atakay. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2008.