//
Arşiv

yazı

This tag is associated with 1 post

Ursula K. LeGuin ile “Yazma Üzerine Sohbetler”.

“Söyleşiyi yapan kişinin, eserlerimdeki Schopenhauer, Wittgenstein ya da Adorno etkisini tartışacağından korkuyorum, hiçbirini okumadım bu arada; veya kuir teorisi ya da sicim teorisi hakkındaki fikrimi öğrenmeyi talep edeceğinden çekiniyorum; dinleyicilere Taoizmin ne olduğunu anlatmamı isteyeceğinden ya da (en muhtemeli) bana İnsanlığın Geleceği’ni soracağından korkuyorum. Cehaletimin muazzam boyutlarını biliyor olmam, onu sergilemekten hoşlandığım anlamına gelmez.” sa. 13.

“Sanatta taklit, onu icra eden kişi tarafından bir öğrenme aracı olarak görülmeli; aksi halde intihal olur. Sadece öğrenmek için taklit edersin, ortaya çıkan şeyi de yayımlamazsın. Veya yayımlarsan şöyle dersin: ‘Bu bir Hemingway taklidi.'” sa. 21

“İnsanın iyi şeyler okuyup onlar gibi yazmaya çalışarak öğrenmesi lazım.” sa. 21

“Ben yazdıklarımı duyarım. (..) Şiiri hep kafamda duydum. Yazmak hakkında yazan birçok insanın, yazdıklarını duymuyormuş gibi göründüğünü fark ettim; yazdıklarını dinlemiyorlar, algıları daha teorik ve entelektüel. Ama bu şey bedenin içinde oluyorsa, yazdıklarını duyuyorsan, o zaman o ahengi yakalamak için dinleyebilirsin.” “… dinlemezsen kendi sesini bulamazsın.” sa. 22

“İngilizcede cinsiyetten bağımsız bir ‘o’ yok. Finlandiyalılara ve sanırım en azından bazı açılardan Japonlara gıpta ediyorum, cinsiyet belirtmeden konuşabiliyorlar.” sa. 31

“.. yazar gerçekten de bütün karakterlerin yazarıdır, yaratıcısıdır, hepsini icat eden kişidir. Aslında dürüst olursak bütün karakterler yazarın ta kendisidir.” sa. 38

“Bütün insan davranışını çatışmaya indirgemek insan deneyiminin uçsuz bucaksız zengin alanlarını görmezden gelmektir.” sa. 40

“İçimde anlatılmak isteyen bir hikaye var. O benim amacım. Ben onun aracıyım. Eğer kendimi, egomu, istek ve fikirlerimi , zihinsel çöpümü bir kenarda tutabilir ve hikayeyi takip edebilirsem, hikaye kendi kendini anlatacaktır.” sa. 44

“Gizemle, mucizeyle, bilmediğimiz şeylerle, bilemeyeceğimiz şeylerle nasıl bir ilişki kurmalıyız?” sa. 53

“Bildiğim ve hatta -Lao Tzu’da olduğu gibi- bilmediğim dillerden çeviri yapmayı bu yüzden çok seviyorum.” sa. 69

“Felsefeyi aklımda tutamıyorum. Bir hikaye olması lazım.” sa. 84

“Düzyazıyı hikaye yazarken olduğu gibi, düşünmenin doğrudan bir aracı veya biçimi olarak kullanabildiğimde; bildiğim veya inandığım bir şey söyleme, bir mesaj iletme aracı değil de, onu yazmadan önce bilmediğim bir şeyle sonuçlanan bir keşif yolculuğu işlevi gördüğünde, onu doğru kullandığımı hissediyorum.” sa. 85.

“Kötü dönemlerde ne söylediğin gerçekten önemlidir.” sa. 90

“Herhangi bir sanat eseri kelimelerle ifade edilebilen sözel düşüncelerden fazlasını içerir.” sa. 92

“Ve kim olduğumuzu bilmenin çok büyük bir kısmı nereden geldiğimizi, şu anda nerede yaşadığımızı ve gideceğimiz başka bir yurt varsa bunun neresi olabileceğini bilmektir.” sa. 95

“Bilime gösterilen direncin çoğunun arkasında da bu yatıyor. Çünkü bilim -sadece Kopernik değil, bilimin büyük kısmı- bizi merkezdeki yerimizden uzaklaştırıyor. Çünkü merkezde değiliz.” sa. 101

“Halbuki içine girebilselerdi bilim her daim hepimizin etrafında gerçekleşen, hepimizin parçası olduğumuz bütün o harikulade süreçlerle çok daha derinden özdeşleşmelerini sağlayabilirdi.” sa. 101

İletişim

444 7000
Salı: 09:00-18:00
Perşembe: 09:00-18:00

Kategoriler

Blogdaki Yazıların ve Görsellerin Yasal Kullanımı Hakkında

© Hakan Atalay ve hakanatalay.wordpress.com. 2011-2019.

Bu malzemenin bir açıklamada bulunmadan ve yazardan yazılı izin almadan yetkisizce kullanılması ve/veya çoğaltılması yasaktır. Özgün içeriğe uygun ve özgül bir yönlendirme yapılması, [Hakan Atalay]ın ve [hakanatalay.wordpres.com]un tam ve açık kaynak gösterilmesi hallerinde alıntılar ve bağlantılar kullanılabilir.

Akbank Sanat'ta Yapay Zeka ve Aşk üzerine panel.
FB TV'de Depresyon üzerine söyleşi.
Follow Hakan Atalay on WordPress.com